
“Uyan sevgilim uyan/ Yeni bir endüstri bulduk/ Yatırımlarımızla zengin olacağız/ Ürünümüz ‘gerçek’/ İnsanlar para verecekler/ Sunacağımız cevaplara/ Komşularının çimleri neden daha yeşil/ Ya da neden dünya karmakarışık bir halde.”
Şarkının ismi ‘People Magazine Cover’ ama böyle yazmakla olmuyor. Bu satırları yazan Get Well Soon bir dahi –‘En azından bana göre’ derdim ama benden daha kıymetli müzik yazarlarına göre de öyle. Sadece Get Well Soon adıyla çıkardığı ilk albüm ‘Rest Now Weary Head You Will Get Well Soon’un (yani ‘Şimdi dinlen yorgun başım yakında iyileşeceksin’) ismiyle bile kendine acımanın en hüzünlü örneklerinden birini verebilen Konstantin Gropper canı sıkkın olduğunda konuşmaktansa birilerinin onun adına konuşmasını sevenler için birebir.
Bright Eyes dinlerken “Ne buluyosun bu ağlak adamda?” sorularına maruz kalan dinleyici Get Well Soon’da kendini bu kadar savunmasız hissetmiyor neyse ki. Zira Get Well Soon alıntıladığım sözlerden de anlaşılacağı üzere alaycı da bir insan, gerek dünya haliyle gerek ruh haliyle dalga geçmek olsun. Aynı zamanda eklektik demekten kaçınmayacağım bir besteci. Ama onu dinleyenle bunu dinleyenin benzer kafada olduğu kesin.
Başa dönüp özet bilgi verelim kendisiyle ilgili: Berlin deyince herkesin Berghain’da kurtlarını döktüğü bir yer hayal ederken Konstantin Gropper’in Berlin’de yaşıyor olması tuhaf gelmiyor değil. Zaten o eski bir felsefe öğrencisi ve babası da Erich Fried ödüllü bir klasik müzik öğretmeni (Türkiye’de klasik müzik öğretmeni deyince aklınıza ortaokulda kafanızda defalarca flüt kırmış müzik öğretmeniniz geliyor olabilir ama adam bu ödülü Fried’in bir şiirini besteleyerek almış).
Almanya’nın güneybatısında bir çiftlikte büyümüş. Belki de o yüzden People dergisine tamamen dışarıdan bir gözle bakarak şu yukarıdaki şarkı sözlerini yazabiliyor.
Çellodan piyanoya gitara birçok müzik aleti ve analog ve dijital bir sürü kayıt aletiyle müzik yapan 26 yaşında bir prodüktör Konstantin Gropper. Şarkılarda bir kasaba havası var ama sözler İngilizce ve belki de biz ‘kasaba’yı sadece Amerikan Westernleri’nden bildiğimiz için hafif bir western havası hissediliyor. Sanki Texas’ta büyümüş ve Texas’ı çok iyi analiz etmiş ABD’li genç bir müzisyen gibi. Hiçbir yerinde Avrupalılık yok. Bu da muhtemelen büyüdüğü ‘romantik’ ortamda dinlediği müziklerle bir karakter ortaya çıkardığı anlamına geliyor.
Gürültülü yaylılar eşliğinde (‘gürültülü yaylı’ deyince aklınıza yalnızca Apocalyptica geldiği için lütfen bu pencereyi kapatmayın) “Gülüşümü gördün/ Kalbimi biliyorsun/ Kalbimi gördün/ Gülüşümü biliyorsun” dediği zaman onu kulağında Nick Cave’le daha genç yaşlarında yeşillikler arasında hayal edebiliyorsunuz. Müziğine elektronun da (albümde tekno klasiği ‘Born Slippy’nin insanın içini dağlayan bir cover’ı mevcut) klasiklerin de folkun da popun da rock ve post rock’ın da benzer mesafelerde olduğunu fark edince (ki bu hiç zor değil) dersine çok iyi çalışmış bir müzisyenle karşı karşıya olduğunuzu biliyorsunuz. People dergisi ve Trainspotting göndermesi de Get Well Soon’un kendi halinde ama kesinlikle üstüne çok düşünülmüş toplum eleştirisinin örnekleri. Aynı zamanda şair de olan müzisyeni sevenlere.
- bu yazı satılıktır. parasını verirseniz gazetedir dergidir kullanabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder