19 Nisan 2009 Pazar

festival sonrası

İSTANBUL - tahmin edebileceğiniz üzere bu yıl gazetenin istanbul film festivali muhabiriydim. çok deneyimsizdim, hayli zorlandım. gerek foto muhabirimiz muhsin'in mesleğini istemsizce baltalamak olsun gerek festival konuklarıyla röportaj yapma girişimim olsun zayıflıklar gösterdim. yine de festival konusunda fikir beyan etmeden duramiycam sevgili okur:

önce güzel şeylerden başlayalım

biliyorum süper geyik ama festivale bi sürü seyirci gelmesine artık eskisi kadar gıcık olmuyorum. yaşlanıyorum mu ney anlamadım ama böyle bi romans geliyo üstüme festival zamanı. artık bu işlerden elimi eteğimi çeksem domates mi yetiştirsem diye düşünüyorum ama bi yandan haklıyım bea, vatandaşı sinema salonu kapısında uyanıklık sırasına girmiş görünce gözlerim doliy. ama dünya kadınlar için zor bi yer, o yüzden ağlamıyorum, başım dik sayın okur. netice itibariyle diycem şu ki festival valla seyirciden geçilmiyodu.

peki bi sürü ünlü konuk geldi: bill plympton'ından john malkovich'ine andrey khrzhanovsky'sinden cristian mungiu'suna... şakir eczacıbaşı krizden ne kadar şikayet etse hakkı diyorum bazen sonra da 'bırakh bu işleri yaıı' oluyorum, heralde bu işler dediğim işlerden pek anlamadığımdan olsa gerek. neyse bu kadar ünlü konuktan şahsen en çok cristian mungiu'dan etkilendim: mungiu bu arada 'munciyu' diye okunuyomuş, kendisini ağırlamakla kalmayıp kankası da olduğunu anladığım senem aytaç'ın (altyazı) telefondaki telaffuzu üstüne. bu mungiu'nun ağzından üstüne düşünülmemiş, o anda uydurulmuş kelime çıkmadı. ortam biraz her an film çekebilicek insanlardan oluşuyodu dolayısıyla muhabbet de o tarafa doğru kayıktı ama hiçbi sakıncası olmadı.

peki kötü olan neydi? aslında akılda kalır bir tek kötü şey oldu, onu da karizmam sarsılmasın diye festival sonrasına sakladım: john malkovich bildiğimiz 'mal'kovich çıktı. önce ntv'den esra'ya basın toplantısında "robert fisk okuyup da bana hala robert fisk'i neden sevmediğimi soruyorsanız zaten cevap versem de cevabımı anlamazsınız" dedi (herifteki rahatlığa bak). sonra da "bu soruyu daniel pearl'ün babasına sorsanız o daha iyi cevaplardı" dedi.
zaten john malkovich'le röportaj yapacağımı duyan bir takım insanlar "herif faşo falanmış galiba" gibi beyanlarda bulunmuş, beni hayli şaşırtmışlardı. benim bildiğim john malkovich böyle muhallebi gibin güllaç gibin bi insandı. bu şaşırtıcı duyumlar üstüne önce imdb'ye danıştım, baktım trivia'da ne diyiler. diyiler ki idam yanlısıymış. hatta "seri katiller vicdandan yoksun ruh hastaları" demişliği var sitedeki bilgilere göre. kimse bu adama "bunlar ruh hastasıysa sence normal insanlarla aynı muameleyi görmemeleri gerekmez mi?" dememiş mi anlaşılamadı. ama birisi böyle bi şey söylediyse de john malkovich'in cevabını duymak istemezdim.
sonradan -röportajı yazdıktan ve gasteye gönderdikten sonra- açıp neymiş bu herifin robert fisk'le derdi diye baktım. açıp bakmak da antik bi kalıbımız: google sağolsun. ve şunu buldum:
http://www.counterpunch.org/fisk0513.html
okumaya üşenenler için özetliyim: john malkovich mesela 9/11 in sebeplerinin üstüne
düşünülmesi gereken şeyler olmadığı görüşünde. o kadar o görüşte ki bu sebepler üstüne düşünmek için senelerdir orta doğu'da olan ve hayatını böyle kazanan robert fisk'i öldürmek istiyor. bunu da kendi kendine hissetmekle yetinemiyor, kendisine ve önüne gelen herkese söylüyor. işte böylee.

Hiç yorum yok: