
İSTANBUL – 2007 Cannes Film Festivali’nden Altın Palmiye’yle dönen ‘4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün’ün yönetmeni Cristian Mungiu 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin konuğu olarak İstanbul’daydı. Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi’nde düzenlenen bir söyleşiye katılan yönetmen filminin yapım sürecinden, Hollywood filmlerine kadar birçok konuda soruları cevapladı.
Önce filmin çekim sürecini anlatan Mungiu çekimler sırasında ortaya çıkan aksaklıklar karşısında nasıl davrandığına ve nasıl davranılması gerektiğini düşündüğüne dair konuştu. “Planlarda değişiklik olması kaçınılmaz ama önemli olan bu değişikliğin gereğini fark etmek ve ona çözüm bulmak sonra da onu filmin bir parçası haline getirmelisiniz, filmin üslubuna uydurmalısınız. En başta yapmak istediğiniz şeyi asla aklınızdan çıkarmamalısınız” diye konuştu.
Mungiu “Filmler ikiye ayrılır; bir karakterin kapıyı açıp bir odaya girdiğini gösteren filmler ve bu detayı atlayıp karakteri önce koridorda ardından odada gösteren filmler” dedikten sonra “Ben ikincisini yapmaya karar vermiştim” diye ekledi. Mungiu “Filmin iyiliği için alınacak bir karar o ana kadar söylediğiniz her şeyle çelişiyorsa bile, alınmalıdır” dedi.
Ardından seyircilerin sorularına geçildiğinde ilk soru “Neden kürtajla ilgili bir film yapmaya karar verdiniz?” oldu. Mungiu kendi doğduğu zamanın Romanya’da kürtajın yasak olduğu bir zamana tekabül ettiğini ve dahil olduğu jenerasyonun çoğunlukla kaza eseri dünyaya gelmiş çocuklar olduğunu söyledi. “Ancak niyetim kürtajla ilgili bir film yapmak değildi. Niyetim bu hikaye üstünden o dönemi anlatan bir film yapmaktı” diyen Mungiu önce filmde ne anlatacağına karar vermiş. Ardından anlatmak istediği konuyla uyuşacak bir hikaye aramaya başladığında bir süre sonra bir kadının kendisine 15 yıl önce bu hikayeyi anlattığını hatırlamış.
Hikaye hem bugünü hem dünü kapsaması ve hem kişisel hem herkesin kendini özdeşleştirebileceği bir hikaye oluşuyla Mungiu’nun kafasına yatmış. Mungiu “En zoru hikayeyi bulmak, gerisi prodüksiyona dair işler ama hikayeyi bulduğunuz an bir aydınlanma anı” diye konuştu.
“Eğer kafanızda ‘Kürtaj kötü bir şeydir’ diye bir fikirle yola çıkarsanız ve filmde de bunu anlatmaya çalışırsanız o zaman çekim süresince keşfedecek hiçbir şeyiniz olmaz” diyen Mungiu “Ama eğer bir hikaye anlatmak üzere yola çıkarsanız o hikayeyi nasıl yorumlayabileceğinize dair başta bir fikriniz olmaz ama zamanla hikayenin katmanlarını fark edersiniz” diye ekledi.
‘4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün’deki hikayeyi ona anlatan kadınla aralarında bu konuyu bir daha asla açmayacaklarına dair bir anlaşma yaptıklarını belirten Cristian Mungiu “Ancak bir yönetmenin yapması gereken bahsetmek istemediği bir konudan bahstemektir zaten” dedi. “Eğer ortada kendi canını acıtan bir hikaye varsa bu hikaye seyredenlerin de canını acıtacaktır. Hollywood filmlerinde olduğu gibi sadece iyi vakit geçirmek için de sinemaya gidebilir insanlar ama biz tam da bu yüzden böyle filmler yapmıyoruz ve Hollywood’da çalışmıyoruz” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder