28 Mayıs 2009 Perşembe

bu bir veda yazısı diyil

saygıdeğer okurrrrr

öncelikle belirtmek istiyorum ki bu yazıyı 'donsuz geceler' diye bitireceğimi çok iyi biliyorum. o yüzden yazının sonunu iple çekiyorum. bugün bu masada (radikal gazetesi kültür sanat servisi doğan medya center yüzyıl mahallesi bağcılar istanbul. bölüme girince soldan ikinci masa) sondan birinci defa oturuyorum. son defa oturmayı iple çekmiyorum ama öğlen bire kadar uyumayı kim istemez ya da bugün ilk defa aslında ne kadar uzun olduğunu fark ettiğim halk otobüsü rotasını her gün gitmemeyi. tabiiy servis de var ama ben ne giyeceğimi seçene kadar servis gazeteye varmış oluyo (yalan söylüyorum ben uyanana kadar servis gazeteye gelmiş oluyo. neyse en azından gelince iş yapıorum da herkes beni çok seviooooo) (sevgili günlük diye mi başlasaydım? aman bi durun içimi döküyorum şurda)

gitmeden önce söyliyceklerim var gittikten sonra da olucak.

bu gazetecilik geçen gün aynaya bakarken fark ettim türkiye'de (dünyayı bilmem ama onu da öğrenicem) hiç kalifiye olmayan bi takım insanların (%95 falan) yaptığı bi iş. yani sanıyosanız herkes oral çalışlar, altan öymen yanılıyosunuz ama zaten sanmıyodur benim cici okurum. bu insanların çok kafası çalışmıyo. bi yanlışlık eseri aslında çok önemli olması gereken bi işi yapıyo bulmuşlar kendilerini. bunun sebebini de şöyle açıklayayım: gazetecilik aslında hayli yıpratıcı bi meslek. saati belli diil, hiçbi düzeni yok, haber çıktı mı koşuyosun, zamanı geliyo adliye koridorlarında sürünüyosun, zamanı geliyo morg kapılarında yatıyosun (ben bu bahsettiklerimin çoğunu henüz yapmadım) ve bunun karşılığında türkiyede (memleket edebiyatı dediğimiz her an ne kadar yakınımızda) gazetecilerin maaşları düşük, insanları çat diye kapının önüne koyuveriyolar, aslında haftalarca izni olan insanlar yıllarca iş yoğunluğu sebebiyle bu izinleri kullanamıyolar, izinler yanıyo duruyo. (en kötüsü de parasızlık bea sözlük eü blog) (ben entel beyim entel ailecek yıpranıyoruz) bu durumda kalifiye insanlar bu işi sürdüremeyebiliyolar ama dışarda (gazetenin dışındaki dünyada) çok bi şey olamiycak bi takım lavuklar bu iş onlar için büyük bir sıçrama olduğundan bu koltuklardan kalkmak istemiyolar. ama dışarıdakiler bu gerçekleri bilmedikleri için bu koltukların sahiplerini adam yerine koymak gafletine düşüyolar ve neticede memlekette hangi gazeteyi açsanız binlercesiyle karşılaşabileceğiniz bi sürü lavuk türüyo.

şimdi

benim çalıştığım yer böyle bi yer diildi. hala ordayım ve şu an sandalyemden doğrulup biraz etrafa bakıcam:
beril (yorum sayfasının editörü. kırk yıllık falan arkadaşım. daha düzgün çok az 27 yaşında kadın tanıyorum), erman ata uncu (kelimelerle ifade etmek mümkün diil), demet / istihbarat (demet yani işte), ismail / istihbarat (hala bu kadar çok şeyi ne ara öğrendiğine inanamıyorum),
nilgün hanım /radikal iki, tuğrul eryılmaz (the name speaks for itself), begüm soydemir (dünyanın en çalışkan insanı mıydı acaba?), bahar (böyle ilkokul hatta öncesinden beri kaybedilmemiş bir gazetecilik aşkı diyim), ceyda karan (bi tane daha yok bundan), cem erciyes (şu piyasada kendisinden daha çok şey bilen ve bu kadar akıllı, bi yandan bu kadar alaycı ve bu kadar rahat bi insan daha olduğuna inanmıyorum), erkan aktuğ (ona şiir falan yazmam lazım bi paranteze sığmaz), ertuğrul mavioğlu (açıp bi ekşi sözlüğü bakın rica edicem), şu an burda olmasa da bu yazıda adı mutlaka geçmesi gereken tanıyan herkesi kendine hayran bırakan timur, sivas'ta kimbilir napmakta olan kader ortağım gönül ve şu an burda olmayan bu gazetenin tüm çalışanları tanıdığım en düzgün, en iyi, en akıllı, en konularına hakim, en komplekssiz insanlardı.
Günün birinde bu ve benzeri insanları kurtarıcak bi düzen hayal ediyorum. hayatlarını çürüttükten sonra terfi etmek için emekli olma yaşlarının gelmesinin beklenmediği düşündüklerini yazdıkları için hücrelerde deliliğe terk edilmedikleri naptığını bilmeyen genç çocuklar tarafından öldürülmedikleri bir düzen.

burdaki insanlar, siz bu gazeteyi sadece köşe yazarlarından tanıdığınız için bunu bilemeyebilirsiniz, kendilerini diil işlerini ciddiye aldıkları için hala burda çalışıyolar. bu herkesin öğrenmesi gereken bi şey.

ve şimdi

donsuz geceler pek değerli okurrrrr.

Hiç yorum yok: