
ödül sezonunun bitmesine az kaldı. sabrediverin. ama zaten önceki gün amerikalı yönetmenler birliği dediğimiz directors guild of america'nın, ödüle layık bulduğu şahısları sevindirmesiyle, oscar'a dair heyecanla beklenecek tek şey elbiseler ve kötü kabul konuşmaları oldu.
zira bu yönetmenler birliği ne biçim insansa, 60 yılda yalnızca altı defa oscar almicak filme en iyi yönetmen ödülü vermemişler. bi daha söyliyim mi? 60 tane ödül vermişler, bunlardan yalnızca altısı oscar almamış. (bu adamların en büyük ödülü yönetmen ödülü. zaten en iyi yönetmen de en iyi film demek olması lazım ama daha önceki postlardan birinde de yer verdiğim komplo teorilerimin arkasındayım: ne kadar çok ödül o kadar çok konuk o kadar çok elbise o kadar çok kamera)
neyse diycem şu ki bu büyük ödülü de 'slumdog millionaire' aldı. en iyi belgesel ödülünün sahibi ise oscarlar'da en iyi yabancı film kategorisinde yarışan 'waltz with bashir' oldu. 'slumdog millionaire' if'te göstrilicek. 'waltz with bashir' ise 'beşir'le vals' adıyla 6 şubat'ta gösterime giricek. (bi anda gazete diline geçivermek)
artık yapımcısı tarafından türkçeye çevrildiği için bundan sonra 'beşir'le vals' olarak anıcamız filmin yönetmeni ari folman'la röportaj yapmak için kolları sıvadım. şimdi shakespeare olsaydı kesin çok komik bi şey söylerdi ama ben bi türlü buraya gelmesi gereken doğru espiriyi toparlayamıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder