
İngiliz tiyatrosunun 20'nci yüzyılın ikinci yarısının en seçkin temsilcilerinden olan Harold Pinter 78 yaşında hayatını kaybetti.
LONDRA - Nobel Ödüllü İngiliz oyun yazarı ve şair Harold Pinter 78 yaşında hayatını kaybetti. Uzun süredir gırtlak kanseriyle mücadele eden Pinter'ın Çarşamba günü gerçekleşen ölümünün ardından eşi Antonia Fraser "33 yıldan fazla onunla yaşamak bir ayrıcalıktı. Asla unutulmayacak" diye konuştu.
Pinter kendi döneminin en nüfuzlu oyun yazarlarından biri olarak tanınıyordu. 2005 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık gördükleri Pinter'ı İsveç Akademisi "Günlük keşmekeş içindeki uçurumları gözler önüne seren ve zulmün kapalı odalarını açılmaya zorlayan bir yazar" olarak tanıtmıştı. Ateşli bir savaş karşıtı ve insan hakları savunucusu oluşuyla da bilinen Harold Pinter 1985 yılında 12 Eylül baskısı altındaki yazarlara destek olmak için meslektaşı Arthur Miller ile Türkiye'ye gelmişti.
Orhan Pamuk: Harold Pinter 20. yüzyıl tiyatrosunda bir devrim yapmıştı. 'Pinteresque' yani Pinter gibi sözcüğü Oxford İngilizce sözlüğüne girmişti. Bu sözcük İngilizce'de Belirsiz, kuşkulu tedirgin durumlardan oluşan bir tiyatro dilini ifade eder. Harold Pinter arkadaşımdı, çok da iyi bir adamdı, çok üzgünüm.
Mehmet Ergen: Yurt dışında 'Nazım 100 Yaşında' diye bir etkinlik düzenlemiştik. O zaman bana bir mail atarak katılmayı ve bir şiir okumayı çok istediğini fakat, kemoterapiye başlayacağını ve sesinin şiir okumak için çok uygun olmadığını söylemişti. O zaman durumun ciddiyetini anlamıştık. Ben Aksanat'ta Pinter'ın 'Küller Küllere' ve 'Bir de Yolluk' ve Nilüfer Sanat Tiyatro'da 'Aldatma' adlı oyunlarını sahneledim. Pinter, edebiyatta tiyatronun çok özgün bir yeri, diyalogların ve sessizliklerin replikler kadar önemli olduğunu gösterdi. Politik duruşundan hiç vazgeçmedi, savaşa karşı duruşu çok netti. 1980 sonrasında Arthur Miller'la birlikte Türkiye'ye geldi ve hapishaneleri ziyaret etti, 'Dağ Dili' adlı oyunuyla Türkiye'de istenmeyen adam olmuştu halbuki o bugün yaşanan demokratikleşme sürecini daha önceden görmüştü. Ve bu hafta devletin televizyonu TRT'de bile Kürtçe televizyon anonsu veriliyor.
bu da Nobel aldığı zaman Radikal'de çıkan biyografi:
İngiliz tiyatrosunun 20'nci yüzyılın ikinci yarısının en seçkin temsilcilerinden olan ve absürd tiyatronun temsilcileri arasında gösterilen Pinter, 1930'da Yahudi bir ayakkabıcının çocuğu olarak Londra'da doğdu. Gençliğinde Yahudi düşmanlığıyla karşılaşması, oyun yazarı olmasında etkili oldu.
2. Dünya Savaşı'ndaki bombardımanlar da Pinter'ı derinden etkiledi. Sahnelenen ilk oyunu 'Doğum Günü Partisi' eleştirmenler tarafından fiyasko olarak nitelenen Pinter, onu takip eden yapıtlarıyla İngiliz tiyatrosunda yeni bir akımın başlangıcı olarak kabul edildi. Kendine özgü temalara ve tiyatro tekniklerine yer vererek 'Pintervari' gibi bir sıfat yaratılmasını sağlayan yazar, oyunlarında daha çok insan ilişkilerindeki örtük şiddeti açığa vuruyor ve tedirgin edici bir atmosfer yaratıyor.
Pinter, 2003'te savaş karşıtı şiirlerinden oluşan bir derleme yayımladı ve Irak'a karşı girişilen müdahaleyi eleştiren bu şiir seçkisiyle I. Dünya Savaşı'nda ölen şair Wilfred Owen anısına konulan ödüle layık görüldü.
Savaş, insan hakları konusunda aktivist olan Pinter, bundan yedi yıl önce Hasankeyf'i korumak için Ilısu Barajı'na karşı bir kampanya da başlatmıştı. 2005 yılının Mart ayında artık oyun yazmayacağını, şiir yazacağını açıklayan yazar Bush ve Blair'i Irak Harekatı'ndan dolayı son derece sert bir dille eleştirdi ve Avam Kamarası'nda yaptığı konuşmada "Gerçek şu ki, Bay Bush ve çetesi ne yaptıklarını iyi biliyorlar ve Blair de göründüğü kadar gözüboyanmış bir aptal olmasına rağmen, onların ne yaptığını iyi biliyor. Bush ve şirketi, dünyayı ve dünyanın kaynaklarını kontrol etmeye kararlı, bu kadar basit. Ve bu uğurda kaç kişiyi öldürdükleri umurlarında değil" dedi.
Harold Pinter'ın Türkçeye 'Kapıcı', 'Doğum Günü Partisi', 'Oda', 'Gitgel Dolap', 'İhanet/Aldatma', 'Ay Işığı', 'Proust Senaryosu' adlı eserleri çevrildi. Türkiye ziyaretinin ardından Türkiye'ye ait 'Bir Tek Daha' ve 'Dağ Dili' adlı iki oyun yazdı. 'Gitgel Dolap' ve 'Aldatma' ise yazarın Türkiye'de sahnelenen oyunlarından.
1985 yılında Türkiye'ye gelişinde Orhan Pamuk'la beraber Pinter'ı karşılayan Radikal gazetesi yazarı Gündüz Vassaf o günleri şöyle anlattı: "Gelmeden önce Pinter'ın sert, esprisiz biri, Miller'ın ise ağırbaşlı, oturaklı olduğunu düşünüyordum. Ancak ikisi de tersi çıktı. Ankara'da ABD Büyükelçisiyle tartışmalarını liseli iki muzip çocuk gibi anlatmışlardı. Pinter, İngiltere'ye dönüşünde de 'Dağ Dili' adlı bir oyun yazmış ve dili dillerinden alınmış, dillerini konuşmaları yasaklanmış insanların, Kürtlerin hikâyesini anlatmıştı. Dili dillerinden alınmışlar üzerine bir oyun olduğu için tabi ki dünyanın en kısa oyunu oldu. Pinter'ın oyunları için absürd denebilir. Ancak iletişimsizliğin içinde seyirciyle ne kadar iyi bir iletişim kurduğu hissedilir."
1 yorum:
http://www.haberkolik.net/kultur-ve-sanat/harold-pinter-oldu.html
bunu göndermesem olmazdı.
Yorum Gönder